Ortaya Konan Delilden Sonra Sanık ve Müdafiine Söz Hakkı Verilmemesi

1-    Duruşmada yapılacak işlemlerin sıralamalarının nasıl olduğu:

“…Kanun koyucu tarafından CMK.nın 182-218. maddeleri arasında duruşmanın yapılış şeklinin ve usulunun düzenlendiği, buna göre duruşmaya başlandığı bildirildikten sonra sanık ve şikayetçi ile müdafii ve vekillerden gelenlerin geldiklerinin tesbitinin yapılacağı, akabinde görülmekte olan kamu davasının mahiyetine göre açık görülmesi gereken kamu davasının açıklığının sağlanmasının temin olunacağı ve kapalı görülmesi gereken kamu davasının duruşmalarının kapalı yapılması için karar oluşturulacağı, böylece duruşmalara başlandıktan sonra ilk hukuki işlem olarak iddianamenin kabulu kararı okunacağı ve takiben tanık ve bilirkişi yoklaması yapılıp, hazır tanığın/tanıkların duruşma salonundan uzaklaştırılacağı, bilahare sanığın/sanıkların ve şikayetçinin/şikayetçilerin kimliklerinin ardı ardına arada başka bir hukuki işlem yapılmaksızın tesbit edileceği, sanığa ve hazıruna iddianamenin genel hatları ile anlatılması, sanığa haklarının hatırlatılması, şikayetçiye haklarının hatırlatılması, şikayetçinin katılma talebi var ise katılma hususunda karar verilmesi, sanığın/sanıkların savunmalarının iddianamede nitelenen suça göre alınması, nüfus sabıka kaydının ve esasa müessir delil niteliği olan diğer belgelerin isimleri açıkça belirtilerek ve içerikleri okunarak diyeceklerin sorulması, şikayetçi katılan olmuş ise ve varsa sorularının sanığa yöneltilmesi, akabinde şikayetçinin dinlenilmesi, şikayet ve delillerinin sorulması, şikayetçiye de katılan sıfatını almış ise esasa müessir delillerin okunması ve diyeceklerinin sorulması, sanığın soruları var ise şikayetçiden sorulması, akabinde tanığın duruşma salonuna alınıp kimliğinin tesbitinden ve hak ve yükümlülüklerinin ihtaratından sonra bilgi ve görgüsünün sorulması, tanığın dinlenmesinden sonra kamu davası tanıklarının CMK.nın 216. maddesindeki sıraya uygun olarak taraflardan varsa tanığa soruların sordurulması ve tanığın beyanı alındıktan sonra keza kamu davasının taraflarından tanık beyanlarına karşı diyeceklerinin sorulması, tanığın dinlenmesi sürecinde kamu davasının taraflarının sorularını başkan veya hakim delaletiyle sorabilecekleri, müdafii ve vekillerin işin esasına müessir sorularını duruşma disiplini içerisinde doğrudan dinlenene yöneltebilecekleri, duruşmaya bilirkişi çağırılmış ise tanığın dinlenmesinden sonra huzura alınarak kimlik tesbiti, hak ve yükümlülüklerinin hatırlatılması ve rey ve mütalaasının sorulması, taraflara sorgulatılması, bilirkişinin tercüman veya pedagog gibi duruşmanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken kişilerden olması halinde sanığın kimlik tesbitinden sonra kimlik tesbitinin yapılıp yapacağı işi hatırlatılıp yemini yaptırılıp veya komisyon yemini hatırlatılıp rey ve mütalaasının sorulması gerektiği, böylece insan dinlenmesine dayalı delillerin toplanmasının tamamlanması, bundan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamasında tanzim olunan tutanakların, raporların, gelen cevabi müzekkerelerin, nüfus ve sabıka kayıtlarının ve esasa müessir tüm delillerin isimleri açıkça belirtilerek okunması ve taraflardan diyeceklerinin sorulması, duruşma tek celsede bitirilemeyecek ise toplanması düşünülen deliller için ara kararı oluşturulması, aksi halde yeniden sırasıyla katılandan, iddia makamından, sanıktan ve müdafiinden tevsii tahkikat taleplerinin sorulması, varsa taleplerin karşılanması, kabul edilen talepler için kovuşturmanın genişletilmesi, tevsii tahkikat taleplerinin kabul edilmemesi halinde taleplerin reddine ilişkin ara kararı oluşturulduktan sonra aynı sıra ile esas hakkında beyan, mütalaa ve savunmaların alınması ve son olarakta sanıktan son sözünün sorulması duruşmanın bittiği bildirilerek ve durumaya son verildiği duruşma zaptına geçirilerek böylece duruşma merasiminin sona erdirilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince kimliklerin tesbiti esnasında ve hakların hatırlatılması sırasında kimliklerin araya başkaca bir hukuki işlem konulmaksızın ardısıra tesbiti ve keza hakların hatırlatılmasının ardarda yapılması luzumuna riayet olunmadan, böylece duruşma merasiminin insicamı gözetilmeksizin duruşmaların yapılmış olması…”  (İstanbul BAM 6. CD. 2017/1904 E. 2017/1987 K. 19/07/2017 T.)

2-    Suç konu silahla ilgili ekspertiz raporunun okunup sanığa diyeceklerinin sorulmadığı, tanıkların dinlenilmesinden vazgeçildikten sonra savcıdan yeniden esas hakkında mütalaa alınmadığı:

“…Suça konu silahla ilgili ekspertiz raporu okunup, sanığa diyeceklerinin sorulmaması suretiyle CMUK.nun 242. maddesine ve dinlenmelerine karar verilen tanıkların dinlenilmesinden vazgeçildikten sonra C.Savcısından yeniden esas hakkında mütala alınması gerektiği gözetilmeyerek anılan Yasanın 251. maddesine aykırılık yapılması…”  (Yargıtay 8. CD. 2002/4196 E. 2003/1349 K. 14/05/2003 T.)

3-    Esas hakkında savunma ve son söz hakkı verildikten sonra bilirkişi mütalaasına karşı sanık ve müdafiine söz hakkı verilmediği, yine bu işlemlerden sonra yeniden esas hakkında savunma ve son söz hakkı verilmediği:

“…Esas hakkında savunma ve son söz hakkı verildikten sonra, suça konu değerin tesbiti konusunda görüşüne başvurulan bilirkişinin mütalaasına karşı bir diyeceği olup olmadığı hususunda sanık ve müdafiine söz hakkı verilmeyerek ve yine bu işlemlerden sonra yeniden esas hakkında savunma ve son söz hakkı verilmeden hüküm kurulması suretiyle CMUK.nun 251. maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı…”  (Yargıtay 11.CD 2002/4643 E. 2002/5207 K. 04/06/2002 T.)

4-    Tevsii tahkikat talebi reddedilen sanık müdafiine, esas hakkındaki görüşü sorulmadan hüküm kurulduğu:

“…Delillerin tartışılması başlığıyla duruşmada sonuç çıkarma evresini düzenleyen CMK.nun 216. Maddesine göre, deliller ortaya konup tek tek tartışıldıktan sonra uyuşmazlığı çözecek ve hüküm verecek olan mahkemeye ışık tutmak üzere, taraflara istemleri aranmaksızın maddede belirtilen sıra dahilinde son kararın nasıl olması gerekeceği hususunda görüşlerini bildirme imkanı verilmesi gerektiği halde, C.Savcısının esas hakkındaki mütalaasını takiben vaki tevsii tahkikat talebi reddedilen sanık müdafiine esas hakkındaki görüşünü bildirme olanağı verilmeden hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının ihlal edilmesi,

Suç niteliğini belirlemeye etkisi nedeniyle mağdurenin nüfus kaydı temin edilmeden noksan araştırmayla hüküm kurulması, Kanuna aykırı…”  (Yargıtay 5. CD. 2008/4143 E. 2009/4179 K. 06/04/2009 T.)

5-    Raporun duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulmadan hükme asas alındığı:

“…hükümden sonra dosya içerisine konulduğu anlaşılan ve bir başka soruşturmada (mahrem imamlar) dijital materyallerin çözümü neticesinde hazırlanan 11.12.2017 tarihli veri inceleme raporunun duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulmadan hükme esas alınması suretiyle CMK’nın 217/1. maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı…”  (Yargıtay 16. CD. 2018/4551 E. 2018/5578 K. 12/12/2018 T.)

6-    Tanık dinlenilmesi isteminin reddine dair ara karardan sonra son sözün hazır bulunan sanıklara verilmemesi suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı:

“…CMK’nun 216/3. maddesine aykırı olarak, tanık dinlenilmesi isteminin reddine dair ara kararından sonra son sözün hazır bulunan sanıklara verilmemesi suretiyle savunma haklarının kısıtlanması…”  (Yargıtay 6. CD. 2008/8877 E. 2009/4946 K. 12/03/2009 T.)

7-    Mağdurun ifadesi alınmasından sonra tekrar içeri alınan sanığa, mağdure beyanına karşı diyeceği sorulmadığı:

“…İlk derece mahkemesince mağdurenin ifadesi alınmadan önce duruşma salonu dışına çıkarılan sanığın tekrar içeri alınmasından sonra zabta geçilip yüzüne okunan mağdure beyanına karşı diyeceği sorulmaksızın yargılamaya devamla mahkumiyet hükmü kurulması neticesinde savunma hakkının kısıtlanması…”  (Yargıtay 14. CD. 2019/7785 E. 2020/2686 K. 25/06/2020 T.)

8-    Mağdur ve tanık dinlenirken sanığın duruşmadan çıkarılması için bir kanıt bulunması ve ifade sonrasında sanığın tekrar duruşma salonuna alınarak anlatımlara karşı ne diyeceğinin sorulması gerekir:

“…Olayın mağduru ve aynı zamanda tek tanığı olan A..’ın, aynı duruşmada eşi olan sanığın yanında rahat ifade veremeyeceği kanaati ile sanığın duruşma salonu dışına çıkarılmasına karar verilirken, CMK’nın 200. maddesi yerine, davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağına dair herhangi bir kanıt olmadığı halde CMK’nın 204. maddesinin uygulanması, ifade sonrasında da sanık tekrar duruşma salonuna alınarak anlatımlara karşı diyeceği ve son sözleri sorulmadan, CMK’nın 200/2 ve 216/1-3. maddelerine aykırı olarak hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması…” (Yargıtay 4. CD. 2010/29353 E. 213/6573 K. 11/03/2013 T.)